Regaip Kandili nedir ? Birde farklı okuyun bakalım
Çocukluk dönemime baktığım zaman o dönemlerde böylesi kandiller revaçta değildi. Belkide ben hatırlamıyorum ama bu denli gündemde değildi yani netice itibariyle. Zaman içerisinde teknolojinin gelişmesi, medyanın etkin ve yaygın kullanımı gibi bazı faktörlerin ortaya çıkması ve 2002 yılından bu yana iktidarı elinde tutan din tüccarlarının da bu tarz gecelerin işine gelmesi hasebiyle Kandil Geceleri ayrı bir öneme, ayrı bir ritüele dönüşüverdi. Öyle bir sektör oluştu ki bu sektörde kendisine dini sermaye edinen herkese ekmek olduğu gibi ticari anlamda faaliyet gösteren pek çok farklı kuruluşa da ek gelir kaynağı oldu.
Kandil simidi satan pastaneler, Camilere Mahya hazırlayan firmalar, geceye özel hediyelik hazırlayan firmalar, mesaj bombardımanından istifade ederek ceplerini dolduran GSM Şirketleri, Tv ekranında insanalara hurafe anlatarak milyarları cebe indiren Hocalar ! bu hocaları ekrana çıkarıp reklam kuşağında paftayı götüren tv kanalları ticari anlamda bu geceden gayet memnun olan önemli bir kesimi oluşturuyor.
İşin bir diğer boyutu ise Dini ticaret haline getirmiş kesim var. Bunlar genel itibariyle diyanet bünyesinde görevli sesi güzel, mevlid, ilahi, kaside okuma konusunda uzman tipler. Diyanet bünyesinde görevli imam yahut müezzinseniz ve sesiniz Allah vergisi güzelse ilminize, ahlakınıza, liyakatınıza pek önem verilmez ve merkezi yerlerde, merkezi camilerde görevi rahatlıkla alabilirsiniz. Ve böyle uyduruk gecelerde takımın banko oyuncularından birisi kesinlikle siz olursunuz. Her şehrin, her ilçenin ayrı ayrı koroları ve ekipleri vardır. Bunlar böyle uyduruk gecelerde merkezi camilere serpiştirilir ve halkın mevlidlerle,Şirk dolu ilahilerle uyutulması, avutulması ve ağlatılması salık verilir. Böyle geceler için vaizler özellikle seçilir. Sohbetlerinde etliye sütlüye dokunmayan, hem nalına hem mıhına iyi vurabilen hitabet sanatında mahir kişiler merkezi camileri işgal ederler. Zaten senede bir kez geliyordur o gün gelen cemaat, ürkütmeye gelmez derler. 1 yıllık günahların affolacağı müjdesini vermeyi ihmal etmezler. Çünkü böyle bir vaadde bulunmasalar kimse ne camiye ne cemaate gelir ne de bunların yaptığı uyduruk sohbeti dinler. Gerçekler insanları tarih boyunca hep rahatsız etmiştir. İnsanlar aldatılmayı daha çok severler. Gerçeklerle yüzleşmek acı veren bir durumdur çoğu insana göre. Camiye gelen cemaat sohbeti kerhen dinler. Orada bulunduğu süre içerisinde Sevapların sanki bir bonus gibi biriktiğini hissederek avutur kendini.
- Az daha dişimizi sıkalım nasılsa birazdan günahlarımızdan sıyrılacaz ! Eve tertemiz döneceğiz...
Gün boyu işte olanların daha cami çıkışı bu geceye has özel bir ibadet biçimi daha vardır. Eşe Dosta mesaj gönderip,Kandil kutlama ibadeti. Öyle bir ibadettir ki bu kazası yoktur. Gece saat 12 'yi geçtikten sonra vakti çıkmıştır artık. Emekli olanlar ise o işi daha günün ilk saatlerinde tamamlamış ve mesaj gönderme sevabına nail olmuşlardır bile...
Öyle bir süreçtir ki bu toplumun her kesimini şair yapar. en kafiyeli, en farklı ve en görülmemiş kandil mesajını atabilmek için insanlar birbiriyle yarışır. Belkide en farklı ve iç rahatlatan mesajı atan en büyük sevap dilimini kapıyordur kim bilir ? Yazma konusunda pek kabiliyeti olmayanlar istim üstünde beklerler. Gelen mesajlar içerisinden kendilerince en güzel olarak seçtikleri bir mesajı editler altında isim varsa onu silip kendi adını yazar ve millete postalarlar. Bu kesim içerisinde en hoş karşılanmayan durum ise tabir yerindeyse odun gibi kaba bir şekilde "Hayırlı Kandiller" yazan bir mesajdır. Böyle kandil mi kutlanır ?
Şimdi gelelim gündemi işgal eden Regaip Kandili mevzusuna. Bu yazı özelde Regaip Kandiliyle ilgili gibi görünsede genelde tüm kandil gecelerine yönelik olarak okunmalıdır.
Bir gecenin önemli olup olmadığıyla ilgili kıstası kim belirlemektedir ? Heleki bu gece ile ilgili dini bir anlam yüklüymüş imajı veriliyorsa...
Toplumda Regaip gecesiyle ilgili olarak iki farklı görüş öne çıkıyor. Birisi Peygamberin ana rahmine düştüğü gece olarak bu gecenin kutlandığı yönünde diğeri 3 ayların başlangıcı münasebetiyle. Ne taraftan bakarsan bak sıkıntılı bir durum olan bu kutlama özellikle Peygamberin ana rahmine düşmesi bağlamında sadece ve sadece sapıklıktan bşaka birşey değildir.
14 asır evvel babası daha kendisi dünyaya gelmeden vefat etmiş, her türlü yokluk ve imkansızlık içinde dünyaya gelmiş dahası ömrünün ilerleyen döneminde Peygamberlikle görevlendirilmiş bir peygamberden bahsediyoruz. Anne ve babasının hangi gece zifafa girdiğini ve hangi gecede bu zifafın başarıyla sonuçlanıp hamile kalındığını kim biliyor ? Bu nasıl bir şerefsizliktir ? Bu nasıl bir hadsizliktir ? Bunca insan niçin 5 saniye zaman ayırıpta sadece bu iki soruyu dahi sormuyor kendisine ? Bu kutlama neyin nesidir. Ben kendi anne ve babamın ne zaman zifafa girdiğini dahi bilmiyorum bu adamlar 14 asır öncesinden böyle bir haber veriyorlar, neye dayanarak bunu yapıyorlar şeklinde soruları niçin kimse sormuyor ? Dahası böyle bir durumun araştırılması, ortaya dökülmesi aile mahremiyetine, kul hakkına girmiyor mu ? Böyle bir konunun konuşulması kadar büyük bir ahlaksızlık olabilir mi ?
Malesef muazzam bir kalabalık bu soruları sormayı aklından bile geçirmiyor. zira onlar neyi ne için kutladıklarından bile haberdar değiller. Onlar işin günah temizleme kısmıyla ilgileniyorlar. Madem böyle bir gece var istifade edelim ve küçük, büyük günahlarımızdan arınalım mantığı var.
Ağızlarını açtıklarında Kuran-Sünnet-İcma-Kıyas diye bağıran gelenekçiler ne hikmetse böyle gecelere delil getirmekten uzaklar. Kuranda kutsiyyetinden bahsedilen tek gece Kadir gecesi ve onunda hangi gün olduğu belli dahi değilken yığınla özel gece icad eden gelenekçi kafa bu duruma ne Kurandan, ne sünnetten, ne icmadan, ne kıyastan delil dahi getirememektedir. Öyle ya nasıl getireceksin ?
Bir Peygamber düşün ki; Ana Rahmine düştüğü günü insanlara bildiriyor ve bu günü kutlayıp, kutlatıyor ?
Ne Peygamber, ne sahabe ne sonraki nesillerde esamesi bile okunmayan bu kandil kutlamaları hicri 4-5 asırlardan sonra ortaya çıkıyor. Yani efendi senin bu kutladığın ve kutsadığın Kandil saçmalığından Peygamberin haberi dahi yok ! Keza Sahabenin ve ilk dönem müslümanların hiçbirinin haberi yok. Öyleyse aklı olan bir insan sormaz mı ? Allah Kuranda beyan etmemiş, Peygamberin ve ashabının böyle bir geceden haberi dahi yok, o dönemde esamesi bile yok bu kadar müjdeyi kim veriyor ? Bu gecede fayda olduğunu Allah'tan, Peygamberden başka kim biliyor ?
Özetle karşımızda neyi, ne maksatla ve hangi amaçla kutladığını dahi bilmeyen büyük bir kitle ve misyonu insanları Dini konularda bilgilendirmek olduğu halde gayet bilinçli bir şekilde insanların heva ve hevesine göre hareket edip, hakikati gizleyen, örten Diyanet gibi bir yapı var. Saçma sapan mazeretlerle güya böyle uyduruk geceleri savunan ve bunu yaparken bizzat kendi yayınladıkları İslam Ansiklopedisi ile yani kendi sözleriyle çelişen bir yapı var.
-Efendim ne var bunda ? İnsanlar en azından yılda bir kaç kez de olsa camiye gelip bi şeyler dinliyorlar !
mantığıyla olaya yaklaşanlara da birkaç kelam edip sonrasında yazımı bitireceğim.
1- Yapılan iş allahın emretmediği, Rasulün haberdar dahi olmadığı bir iştir. Dolayısıyla dinen bir dayanağı yoktur.
2- Bu sayede camiler doluyor mantığı hoş bir mantık değildir. Allahın mescitlerinin dolması için insanlara dinde olmayan şeyleri yapma özgürlükleri yoktur. Kaldı ki camilerin/mescitlerin dolmasına Allah'ın ihtiyacı da yoktur. İbadete ihtiyacı olan allah değil Kul'dur.
3- Bu tarz uydurmaların bugüne kadar zerre faydası olsaydı yatsı vaktindetıka basa dolu olan o camilerde sabah namazında da aynı kalabalık olurdu. Sadece Kandil gecesi dolan camiler bi sonraki vakitten itibaren yine bomboş vaziyettedir.
4- Bu geceler toplum nezdinde günahların temizlendiği geceler olarak benimsenmiş ve günah çıkarma ayinine dönüşmüştür. Halbuki aşağıda vereceğim resimlerde bizzat Diyanetinde kabul ettiği üzere bu gecelerin dini bir dayanağı olmadığı, her ne kadar camilerde ballandırarak anlatılsada günahların temizlenmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığı dahası böyle bi geceyi güya idrak etmenin dinen sakıncalı olduğu ayan beyan ortadadır.
- Müslüman insan gün ve gece odaklı hareket etmeden hayatının her anında Rabbinin kendisini işittiğini bilir ve her daim dua ile Rabbine yönelir.
- Müslüman insan Rabbinin sadece belirli gün ve gecelerde tövbeleri kabul ettiğine değil samimi olarak ne zaman yapılırsa yapılsın tövbeyi kabul edeceğine inanır.
- Müslüman sadece belirli zaman dilimlerinde ekstra sevap kazanma mantığıyla hareket etmez. Karaborsacı, Kurnaz mantık İslamla taban tabana zıttır.
0 yorum:
Yorum Gönder